Press "Enter" to skip to content

Bizim kuşak bana göre şanslı bir kuşaktı

İbrahim Yıldırım

Son yeniləmə: 2 Mart 2022 10:00

İbrahim Yıldırım: 1990 yıllara kadar da geleneksel oyunları oynayarak büyüdük

Bayraqdar.info – Oxford YÖS Kursları müdürü İbrahim Yıldırım`ın yazarı olduğu “Azərbaycan ənənəvi uşaq oyunları” kitabının yayınlanması hakta bilgi vermiştik.

Uşaq oynayarkən nəsillər arasında bağ qurur

Bilgide söz konusu kitabın gereklilik nedenine de değinmiştik. Lakin çocuk oyunlarına merağı dikkate alarak konuya yeniden dönmeyi uygun gördük. O yüzden İ.Yıldırım`dan bayraqdar.info sorularına yanıt vermesini rica ettik.

-İbrahim bey, ilk olarak “oyun”un ne olduğunu tanımlayabilir misiniz? Oyun nedir?

-Oyunun ne olduğuna dair uzmanlar tarafından birçok tanım yapılmıştır. Bu tanımlardan yola çıkarak – bir özet yaparak oyunu şöyle tanımlayabiliriz: Oyun, sonucu planlanmayan ve hatta net olarak çoğunlukla bir sonucu olmayan, bir amaca ulaşmaktan çok zevk almak amacıyla girişilen faaliyettir. Oyun kurallar ile oynanır ve bu kurallar önceden belirlenmiş olmalıdır. Kurallar dikkate alınmazsa oyun çöker, oyun diye bir şey kalmaz. Bu kurallar içinde kalmak şartıyla oyuncular; güçlerine, yeteneklerine, bazen de şanslarına bağlı olarak bir sonuca ulaşma çabasına girerler. Bu çabanın adına “oyun” denmektedir. Oyunun esası gerilimdir. Gerilim belirsizlikten çıkar. Oyuncağını almaya çalışan bebek, yün yumağını pençesiyle yoklayan kedi, aklındaki kağıdı bekleyen kumarbaz, hep bir gerilimi sona erdirmek için uğraşır. Çocuğun gelişimi için oyun vazgeçilmez bir faaliyettir.

Tüm oyunların özünde kültürün beslediği kurallar ve oyuncaklar vardır

-Çocuk neden oyun oynar?

-Tarihin ilk dönemlerinden itibaren bugüne kadar bütün insanlar oyun oynamışlardır, halen de oynamaktadırlar. Oyun oynamak toplumun bütün kesimleri için zevk alarak gerçekleştirilen gönüllü bir etkinliktir. Oyun denince genellikle çocuklar akla gelir. Oysa yetişkin yaşamında da oyun önemli yer tutar. Psikologlar genel olarak oyunun çocuğun fiziksel, ruhsal ve ahlaki gelişmesini sağlayan bir araç olduğunu belirtmişlerdir. Çocuğun gelişimi için oyun vazgeçilmez bir faaliyettir. Hatta diyebiliriz ki bir çocuk oyun oynamıyorsa muhakkak hastadır.

-Sizin bu alanla ilginiz nasıl gelişti?

-Bizim kuşak, bana göre şanslı bir kuşaktı. 1990`lı yıllara kadar da geleneksel oyunları oynayarak büyüdük. Hala o oyunlardan aldığım zevki, heyecanı özleyerek hatırlarım. Her insan çocukluğunu özler. Ama ben o kaygıdan azade yılları biraz daha fazla özlüyorum. Ayrıca her zaman kültür meselelerine özel bir ilgim oldu. Doktora konusunu belirlerken, Türk halklarının ortaklığını vurgulayacak bir çalışma yapmak istedim. Kazakistan’ın tanınmış akademisyenlerinden Prof. Dr. Şakir İbrayev’in tavsiye ve denetiminde doktora çalışmalarıma başladım, halen Bakü Devlet Üniversitesi Türkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ramiz Asker rehberliğinde çalışmalarımı sürdürüyorum.

-Geleneksel oyun sözünden ne anlamamız gerekiyor?

-Aslında oyunlar aynı kaynaktan beslenirler. Yani tüm oyunların özünde kültürün beslediği kurallar ve oyuncaklar vardır. Lakin bazı oyunlar çocuklar arasında kendiliğinden yayılarak varlığını sürdürürken bazı oyunlar okullarda, özel alanlarda belirli bir disiplin içinde aktarılarak öğretilir. Bu ikinci sınıf oyunlar daha yarışmacı ve sportif oyunlardır. Sözlü kültürün önemli bir parçası olan çocuk oyunları, içinde yaratıldıkları, icra edildikleri sosyo-kültürel ortamın aynasıdır. Çocuk oyunlarında kullanılan dil, inançlar, gelenek ve görenekler, ezgiler, değerler, tutum ve davranış biçimi gibi unsurlar oyunlara milli kimlik kazandırır. Çocuklar çok tutucu oldukları kadar yeniliğe en açık olan kesimdir. Günümüzde unutulan geçmişe ait birçok unsur, hatta Şamanizm’in inançlarına dair izler çağdaş motiflerle birlikte oyun içinde kullanılabilmektedir. Örneğin, derlediğim bir tekerlemeyi sunmak isterim: 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana 60 yıl geçti. Hatıralar sarardı. Düşmanlıklar dostluklara dönüştü. Ama çocuklar hala oyunlarında aşağıdaki sayışmayı Kazakistan’da kullanmaktadırlar:

Nemis şıqtı ormannan
Pışaq aldı qarmannan
Ne ölesin, ne qalasın
Kimmen joldas bolasın.

Diğer yandan da bakıyorsunuz, çocuk, izlediği bir film kahramanını tekerlemenin içine koyup söyleyebiliyor. Yani, şekil olarak 4+3=7’li hece kalıbı değişmiyor, uyak düzeni değişmiyor, ama içerikte dün gördüğünü hemen benimseyip söyleyebiliyor. Çocuk oyunları fıkralar gibi geleneğe bağlı kalmakla birlikte sürekli değişim içindedir.

Çocuk oyunsuz büyüyemez

-Günümüzde geleneksel çocuk oyunlarının durumu nedir? Bilgisayar, internet karşısında geleneksel oyunlar var olabilecek mi?

-Bu sorunuz meselenin en can alıcı noktasını oluşturmaktadır. Çocuk oyunsuz büyüyemez. Oyun vazgeçilemeyecek bir ihtiyaçtır. Ancak bugünün çocuğunun oyun tercihi bilgisayardan yana olmaktadır. Kültürün halkaları bir kere koparsa geri getirilemez. Oyunlarımız bugün bu kopma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Oyun denince akla bilgisayar ve telefonlar geliyor. Çocukların fiziki ve sosyal gelişiminde önemli rolü olan geleneksel çocuk oyunlarının birçoğu unutulmaya başladı. Bu oyunlarda çocuk koşmak, yakalamak, atlamak, sıçramak gibi bedensel hareketleri yapmak zorundaydı, yaşamın özünde olan “yenmek, yenilmek, mücadele etmek, saygılı ve sabırlı olmak” gibi kavramlar bu oyunlar aracılığı ile tanınıyordu. Telefonu ellerinden düşmeyen çocuklar, sosyalleşme ortamından uzak ve bireysel teknolojik oyunlarla büyümektedir. Paylaşımın ve işbirliği yaparak başarıya ulaşmanın ön planda olduğu geleneksel oyunların aksine, bazı olumlu yanları bulunmakla birlikte zararı yararından çok olan, yaratıcılığa ihtiyaç duyulmayan modern oyunlarda çocukların bedensel, zihinsel yetenekleri körelmektedir. Bu neslin bilgisayar oyunları ile büyümesinin zararları (öldürmek, kana ve şiddete alışmışlık gibi) neticeleri yetişkinlik yıllarında görülecektir. Elbette bu, kaygı verici bir durum. Hatta bugün bile okullarda birçok pedagojik, psikolojik sorunlar yaşandığı malumunuzdur.

Sorunuzun ikinci kısmına gelirsek, her şeye rağmen bu oyunların çocuklarımız arasında yaşaması mümkün mü? Açıkçası bu soruya tereddütsüz evet demeyi isterdim. Ama gelenek eski biçimleri ile tekrarlanırsa yaşamaz, kurur; onun sürekli yenilenmesi lazım. Özünü muhafaza ederek geleneği yaşatmak hayli zordur. Yeni yaşam tarzı karşısında onun bir varlık göstermesi için epeyce uğraşmak lazım. Başka bir dünyada yaşıyoruz. Gösteri çağının çocukları internette bulunan ve her gün yenilenen binlerce oyunla karşılaşıyor. Bu umutsuzluk, kaygı veren tabloya rağmen bu eriyişe seyirci kalamayız. Kültürel değerlerin modernize edilerek günümüzde bir kültür uzantısı olarak yaşatılması sağlanabilir. Bunun için resmi politikalar üretilmeli ve eğitim bakanlıkları gerekli altyapıyı oluşturmalıdır.

Hafızamda kaldığı kadarıyla 1995’lerde Kazakistan Eğitim Bakanlığı`nın aşık oyunlarının okullarda öğretilmesi ve federasyon olarak yarıştırılması konusunda bir girişimi olmuştu. Bu tarz girişimler çok yerinde, ümit verici girişimlerdir. Mesela, parklara basketbol sahaları yaparken yanlarına geleneksel oyunların oynanabileceği alanlar hazırlasak iyi olmaz mı?

Bu ülkü bir kızıl elma olarak ruhumuzda her zaman saklanacaktır

-1990 yılından itibaren Türk halkları özgürlüklerine kavuştu ve beş Türk cumhuriyeti daha kuruldu. Bu yeni ortamda bir Türk birliği kurma çabasında olan aydınlar, siyasetçiler var. Ortak bir alfabe ve ardından da tüm Türk halklarının rahatça anlaşabileceği ortak bir dil oluşturma gayretleri var. Bu kültürel birliği kurma yolunda çocuk oyunlarından ne şekilde faydalanmak mümkündür?

-Soydaş topluluklardan gelen bilim adamlarının katılımcı olduğu toplantılarda, Türk devletlerinin siyasi, ekonomik ve kültürel birliğinin önem ve gereği üzerinde durulmakta ve ortak bir dil, alfabe ülküsünden bahsedilmektedir. Elbette bu ülkü, bir kızıl elma olarak ruhumuzda her zaman saklanacaktır, saklanmalıdır. Ancak bu alanda somut adımlar atılabilmesi uzun zaman, yoğun emek ve kaynak gerektirmektedir. Oysa bizim elimizde çocuk oyunları gibi kullanılmaya hazır büyük bir fırsat bulunmaktadır. Gelecek çocuklarındır. Türk Dünyası Çocuk Oyunları Şenliği (hatta olimpiyatları) gelecek için çok güzel bir adım olacaktır. Avrupa Birliği bir birlik olabilmek için işe çocuklardan başlamıştır. Farklı kültür ortamında yetişen çocukların birbirlerini tanımaları ve ortak bir kültür oluşturabilmeleri için büyük kaynak ayırmaktadır.

Biz de çocuklarımızı birbiriyle tanıştırmalı ve dostluklar kurmalarını sağlamalıyız. Onların dostluğu, tanışıklığı gelecek yıllarda siyasi, ekonomik, kültürel alanlarda beklenen işbirliğini doğal bir şekilde doğuracak bir adım olacaktır.

Türk devlet ve toplulukları çocukları, geçmişi bin yılı aşan oyunları hala coşku içinde oynamaktadır. Diğer Türk ellerine göre daha hızlı bir şekilde kültürel değerleri eriyen Türkiye Cumhuriyeti, bu konuda elini daha çabuk tutmalıdır. Oyunlarımız süratle şehirlerden kırsala doğru çekilmektedir. Oradan da muhtemelen tarihin tozlu raflarına doğru yol alacaktır.

Düşünün, binlerce kilometrelik Türk coğrafyasında Çelik Çomak oyunu aynı adla ve aynı kurallarla birbirinden habersizce çocuklar tarafından yüzlerce yıldır oynanmakta. Beştaş oyunu, Çivi oyunu bu şekilde oynanan oyunlar. Dokuz Kumalak adlı oyun yine öyle. Çok mutluluk duyduğum bir başarım var ki belirtiğim bu Türk dünyası çocuklarının ortak oyunlarının oynandığı bir festivali 4 kez düzenleyebildim. Almatı, Astana, Eskişehir ve Bakü’de. Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tataristan, Azerbaycan, Makedonya ve Türkiye’den katılımcıların yanı sıra Uygur ve Tuva’lı temsilcilerle bu oyunları oynadık.

Teknolojiye ve sermayeye hakim ülkeler çocuklarımızın neyle ve ne şekilde oynayacaklarına karar veriyorlar

-Peki, oyun oyuncak ile anlamlı oluyor, bütünleşiyor. Oyuncak konusunda neler söylemek istersiniz?

-Bizim kuşak çocukluğunda etrafta ne bulduysa onunla oynamıştır. Bütün Türk ellerinde de en yaygın oyun gereci taş, ağaç ve toptur. Son yirmi yıla kadar coğrafi imkanlar ölçüsünde çocuklar kendi oyuncaklarını kendileri yapma gayretinde idiler. Ama artık buna izin yok. Her şey önümüze hazır konuyor. Teknolojiye ve sermayeye hakim ülkeler çocuklarımızın neyle ve ne şekilde oynayacaklarına karar veriyorlar. Modern teknolojiyi kim üretiyorsa kültürü de o şekillendiriyor. Dünya bir kültür kuşatması altında. Çocuk oyunları ve oyuncakları da bu kuşatmanın merkezinde. Çok büyük sermayeler bu alana yatırımlar yapıyor.

Küresel sermayenin en çok yatırım yaptığı ve faaliyet yaptığı alanların başında çocuk dünyası ve oyuncaklar gelmektedir. Mcdonalds, Coca Cola, Burger King gibi hamburger – kola temeline dayanan yemek sistemini bütün dünyaya pazarlayan şirketler sadece küresel ekonomik bir güç değil, aynı zamanda Amerikan kitle kültürünün baş yayıcılarıdır. Bu örnek ekonomi ve kültür arasındaki ilişki açısından anlamlıdır.

Oyuncak alanında her şey Çin’den dünyaya yayılmakta

Oyuncaklar, küresel sermaye için çok verimli bir yatırım alanıdır. Çocukken Topaç denilen yaygın bir oyun vardı. Yuvarlaklaştırılmış bir ağaca bir metre uzunluğunda ip sarar, hızlıca yere bırakır ve uzun süre dönmesini sağlamaya çalışırdık. Bir ay kadar önce Çin televizyonunda topaçla ilgili bir belgesel izledim. Çok etkilendim. Bir yatırımcı topaçla ilgili yüzlerce çeşit geliştirmiş. Bunların tanıtımını yapmak için bir internet sitesi kurmuş. Topacın nasıl çevrileceğini harika bir animasyonla tanıtmış. Hafta sonları meraklılara kurslar düzenleyerek fabrikasını hem sosyal bir alana dönüştürmüş hem satışlarını artırmış.

Çocuklar kadınlarla birlikte tüketim toplumunun en önemli kısmını oluşturmaktadır

Ayrıca, çizgi film ve animasyon filmlerle yeni kahramanlar üretilmekte, ardından bu kahramanlar oyuncak olarak piyasaya sürülmekte ve bu oyuncaklarla nasıl oynanılacağı da yine ekranlardan çocuklara öğretilmektedir. Bugün batı ülkeleri yanında, özellikle Çin ve Japonya gibi ülkeler teknolojik gelişimin devi durumundalar. Oyuncak alanında her şey Çin’den dünyaya yayılmakta. Gösterişli, gürültücü hiçbir yaratıcılığa fırsat vermeyen sağlıksız oyuncaklar çocuklarımızın ellerinden düşmüyor. Oyuncak sanayi yatırımı yapanlar desteklenmeli, ikna edilmeli ve çocuklarımıza yaratıcılığa imkan veren, sağlıklı oyuncaklar üretilmesine destek olunmalıdır.

Türk ellerinin çocuklarını bir araya getirmeli ve oyun oynamalarına zemin hazırlamalıyız

-Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

-Demin bahsettiğim kültür kuşatmasını aşmak için çocuk oyunları üzerinde çalışmalar yoğunlaştırılabilir. Bugün çeşitli dernek ve kurumlar, çocuk oyunlarının kültür dünyamızda varlığını sürdürebilmesi için birtakım eğitim ve tanıtım çalışmalarını yürütmektedir. Bu güzel örnekle, kuşatmaya karşı bir direniştir ve takdir edilecek davranışlardır. Bu gayretlere destek olmak ve hedef birlikteliği sağlamak için, tüm Türk ellerinde aynı şekilde oynanan çocuk oyunlarını ulusal ve evrensel düzeyde anlamlı ve yaşanabilir kılmak için; Türk Dünyası Çocuk Oyunları Şenliği (Yarışları) çok büyük önem arz etmektedir. Tüm okurlarımızdan destek bekliyoruz.

Eğer gelecekte bir Türk dünyası birliği kurma amacımız varsa, bunun ilk adımı olarak Türk ellerinin çocuklarını bir araya getirmeli ve oyun oynamalarına zemin hazırlamalıyız. Ortak kültür varlığımız çocuk oyunlarının farkına varmak için daha da geç kalınmamalıdır.

Mission News Theme by Compete Themes.