Doç. Dr. Fatih Çağatay BAZ, Türk Üniversiteler Birliği Koordinatörü
BAYRAQDAR MEDİA – Özbekistan’ın Semerkant şehrinde 4 Nisan 2025 tarihinde Avrupa Birliği ile Orta Asya devletleri arasında düzenlenen “Orta Asya Zirvesi” sonrası Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde büyükelçilik açma kararı aldı.
Son yıllarda Türk Devletleri Teşkilatının küresel anlamda stratejik, siyasi ve ekonomik etkisi, bunların doğrultusunda askeri gücünün artması pek çok ülkeyi rahatsız edici nitelikteydi. Türkiye’nin bölgesel anlamda özellikle Suriye, Libya ve “Mavi Vatan” ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) konusunda izlediği stratejiler başarıyla gerçekleşti. Azerbaycan Karabağ zaferi ve sonrasında bölgesel güç olma yolunda hızlı ilerlemeler kaydetti. Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında köklü geçmişten güçlü geleceğe küresel anlamda ciddi adımlar atıldı. Bu sıralananlar ve daha pek çok stratejik gelişim sonrası Avrupa Birliği – Orta Asya Zirvesi alınan kararlar gündem oluşturdu.
Avrupa Birliğinin (AB) son dönemde Orta Asya’ya olan ilgisi her geçen gün artmaktadır. AB, Orta Asya ülkelerine yönelik stratejik belgesini ilk olarak 2007 tarihinde kabul etmiştir. O günden bu yana daha güçlü ortaklıklar için yeni fırsatlar oluşturmaya çalışmaktadır. Başlıca konu başlıkları ekonomi – ticaret, iklim krizi ve güvenliktir. Bu konuların Orta Asya Zirvesi’nde farklı bir boyuta ulaşmasının temellerinde Rusya – Ukrayna Savaşı’nın olası sonuçlarının ve savaşın Avrupa Birliği nezdinde olası etkilerini önleme politikasının yer aldığı ifade edilebilir.
Rusya – Ukrayna savaşının yanı sıra Çin’in küresel gelişimi karşısında AB; dijital teknoloji, enerji ve bunlarla birlikte ulaşım konularında Orta Asya ülkelerini Küresel Geçit Projesine dahil etmiştir. Çin’in başlattığı strateji hamlelerine alternatif olarak yöntem geliştirmiştir. 2007 yılında başlatılan süreç 4 Nisan 2025 tarihinde AB – Orta Asya Zirvesi Ortak Bildirisi başlığı ile farklı bir boyut kazanmıştır. AB’nin Orta Asya Ülkeleri ile başta Türkiye olmak üzere, Rusya ve Çin kadar derin bağlarının bulunmadığı ortadadır. AB’ nin Orta Asya ülkelerine yakınlaşma çabası Türkiye ve Azerbaycan’a rağmen gerçekleşmesi mümkün değildir.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) uluslararası toplum tarafından bağımsız bir devlet olarak tanınması için her zaman KKTC’li kardeşlerinin yanında olacaklarını, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’la temas halinde olduklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci üye olmasında aktif rol oynadıklarını, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı TDT’nin Şuşa’da düzenlenen Gayri Resmî Zirvesi’ ne davet ettiğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Aliyev “Biz her zaman kardeşlerimizin yanındayız. Bizim politikamız her zaman net olmuştur. Bu hususta başka bir gündemimiz yok. Biz sadece kardeşlerimizin devletlerini koruyabilmeleri için onlara nasıl yardımcı olabileceğimizi düşünüyoruz. Onlar bunu tarihsel olarak ve yaptıkları dolayısıyla hak ediyor” demiştir. Sayın İlham Aliyev, Türkiye ile KKTC konusunda duruşunu açıkça ifade etmiştir.
Görüldüğü üzere yakın tarihte gerçekleştirilen stratejik hamleler ile AB, başta kendi güvenlik, ticari ve ekonomik faaliyetlerini güvence altına almada Orta Asya ülkelerini dahil ettikleri projeleri hayata geçirmektedir. Bu hamlelerin Türkiye ve Azerbaycan’a rağmen gerçekleşmesi mümkün değildir. Türk Devletleri bünyesinde, birisinin kırmızı çizgilerinin ihlal edilmesi durumunda ortak tepki verilmesi gerekmektedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Türkiye’nin kırmızı çizgisidir. Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında yer alan ülkeler izleyecekleri politikalarda bu anlamda yeniden kararlı ve emin adımlar atmak zorundadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Misakı Milli sınırlarından ve Türk Devletleri ile olan kardeşlik hukukundan asla vazgeçmeyecektir.
İlk şərhi yaza bilərsiniz