Son yeniləmə: 29 Noyabr 2024 19:43
BAYRAQDAR MEDİA – Xəbər verdiyimiz kimi, Noyabrın 28-də Bakıda qardaş ölkə Kuzey Kıbrıs Türk Cümhuriyyətinin quruluşunun 41-ci ildönümü təntənəli şəkildə qeyd edilib.
Tədbirdə KKTC Azərbaycan təmsilçisi Ufuk Turganerin etdiyi çıxışı BAYRAQDAR MEDİA dəyərli oxucularına tam şəkildə təqdim edir.
Azerbaycan Cumhuriyetinin saygıdeğer yetkilileri,
Kıymetli milletvekilleri,
Değerli büyükelçiler,
Aziz dostlar,
Kıymetli vatandaşlarımız,
Sizleri en kalbi duygularımla, saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyetimizin 41. Yıl dönümünde iştirakleriniz ile bayram sevincimizi bizlerle paylaştığınız için siz değerli misafirlerimize ülkem ve devletim adına teşekkürlerimi sunarak, hoşgeldiniz diyorum.
Kıbrıs Türk halkının özgürlük ve varoluş mücadelesinin en anlamlı eseri, egemenliğimizin ve bağımsızlığımızın en güçlü ifadesi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 41. Yıl dönümünü kardeş Azerbaycan’da siz değerli konuklarımız ile birlikte coşku ile kutlamanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz.
Sözlerimin başında, başta ulu önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, özgürlük mücadelesi liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ü, kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş’ı ve bu kutlu yolda destansı bir mücadele ortaya koyan tüm kahramanlarımızı rahmetle ve şükranla anıyorum. Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesi uğruna canlarını feda eden kahraman mehmetçik ve mücahitlerimizi, aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve şükranla yad ediyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Hayatta olan gazilerimize en derin saygı ve şükranlarımı sunuyorum.
Bu vesile ile, öncelikle, ülke başçısı cenap Prezident İlham Aliyev liderliğinde, Azerbaycan tarihindeki en büyük uluslararası organizasyon olan COP29 İklim Konferansı’nın Azerbaycan’ın üst düzey ev sahipliği ile üstün bir başarı ile tamamlanmasında emeği geçen tüm yetkilileri ve gönüllüleri yürekten kutluyorum.
Kıbrıs Türk halkı, 1960 ortaklık Cumhuriyetinden silah zoru ile atıldığı 1963 yılından itibaren 11 yıl boyunca Kıbrıs Rum tarafınca uygulanan tüm baskılara ve zulme karşı direnmiş, ayakta kalmayı başarmış ve anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin 1960 anlaşmalarından kaynaklanan garantörlük hakkını kullanarak 20 Temmuz 1974 barış harekâtını gerçekleştirmesiyle özgürlüğüne kavuşmuştur.
Kıbrıs Türkü’nün hürriyeti ile bekasına kasteden Rum-Yunan saldırılarını nihai olarak sonlandırarak Adadaki Türk varlığının yok olmasını önleyen ve tüm Ada’ya barışı getiren Mutlu Barış Harekatı’nın bu yıl 50. Yıl dönümünü de büyük gurur ve coşku ile kutluyoruz.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün eşsiz önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kahraman Türk halkının büyük mücadelesinden aldığı ilham ve anavatanımızın koşulsuz desteği ile Kıbrıs Türk halkı, 15 Kasım 1983 tarihinde kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş liderliğinde en kıymetli varlığına – Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne kavuşmuştur. Kıbrıs Türkü 1983’te kurduğu devleti ile azınlık olarak yaşamayı kabul etmeyeceğini, egemenliğinden ve bağımsızlığından vazgeçmeyeceğini dünyaya ilan etmiştir.
41 yıl önce kurulan demokratik, laik ve çağdaş kurumlarıyla kökleşen bir devlet olan Cumhuriyetimiz, uluslararası toplumun Kıbrıs Türk halkına yıllardır uyguladığı haksız ve insanlık dışı ambargo ve izolasyonlara rağmen halkımızın iradesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin desteği ile günden güne gelişerek güçlenmeye ve kalkınmaya devam etmektedir.
Kıbrıs Türk tarafı, 1968’den itibaren yapılan tüm müzakere süreçlerinde Kıbrıs meselesine adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşma sağlanması için ortaya samimi ve yapıcı bir irade koyan, iyi niyetle yaklaşan taraf olmuştur. Ancak, Kıbrıs Rum tarafı bilinen uzlaşmaz tavrı ile tüm müzakere süreçlerinin sonuçsuz kalmasına neden olmuştur.
Rumların ortaklık devletini gasp etmesinin üstünden 61 yıl geçmiştir. Ada’da iki ayrı halk, iki ayrı devlet gerçeği vardır. Kıbrıs meselesinin adadaki gerçekler temelinde, adil ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşması ancak Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescili ve haklarının teslim edilmesi ile mümkün olacaktır.
Kıbrıs Rum tarafı, Annan Planı’nı reddetmesine rağmen, topluluğun ilkelerini çiğneme pahasına, Avrupa Birliğine üye olmuş ve bu haksız üyelik Rum tarafının konfor alanında yaşamasını sağlamıştır.
Ada’da mevcut iki tarafın statüsü arasında, uluslararası toplum tarafından yaratılan eşitsizlik, Kıbrıs konusunun esas nedenidir. Bu gerçeklikten hareketle, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüde, Ada’da iki ayrı devlet esasına dayalı bir çözüm kaçınılmazdır.
Türk Dünyasının kopmaz bir parçası olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile kardeş ülke Azerbaycan arasındaki gönül birliği son dönemde daha da güçlenmiştir.
Ali Başkumandan cenap Prezident İlham Aliyev liderliğinde, Karabağ’da zafere ulaşmak, Azerbaycan’ın egemenlik ve toprak bütünlüğünü yeniden sağlamak için tek yumruk olan şanlı Azerbaycan Ordusu ve kahraman Azerbaycan halkının zaferi örnek bir mücadelenin sonucudur.
Cenap Prezident İlham Aliyev’in “bizim Türk Dünyasından başka ailemiz yoktur” sözü bizim için bir yol haritasıdır ve bu yolda çalışmak en büyük ödevimiz ve sorumluluğumuzdur.
Bu yıl içinde, parlamentolarımız arasında dostluk gruplarının kurulması Cumhurbaşkanı sayın İlham Aliyev’in çizdiği yol haritasının en güçlü kanıtıdır. Bu vesile ile Milli Meclis’te Dostluk Grubu’nun kurulmasını sağlayan cenap Prezident İlham Aliyev’e ve Milli Meclis Başkanı sayın Sahibe Gafarova hanımefendiye bir kez daha şükranlarımızı sunuyorum.
Cumhurbaşkanımız sayın Ersin Tatar’ın, Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın İlham Aliyev’in daveti ile geçtiğimiz Temmuz ayında Türk Devletleri teşkilatı Şuşa Zirvesi’nde yer alması, kardeş Azerbaycan’ın Kıbrıs Türküne verdiği desteğin somut bir yansıması ve Kıbrıs Türkünün haklı davasına verilen güçlü bir mesajdır.
Ülkelerimiz arasında ekonomik işbirliği, ticaret, turizm, yüksek öğrenim alanlarındaki ilişiklerin gelişmesini ve artmasını sağlamak için yıl boyunca birçok resmi heyetlerimizin Bakü ziyaretleri gerçekleşmiş, bu ziyaretlerde temaslar sağlanmış, çeşitli etkinlikler düzenlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu’nda uluslararası topluma; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının tanınması için bir kez daha çağrıda bulunarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkilerin kurulması gerektiğini vurgulamıştır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’deki, en güneydeki Türk devleti olarak jeopolitik rolü ve önemi her geçen gün artmaktadır. Türk Dünyasının Doğu Akdenizdeki – Mavi Vatandaki temsilcisi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin barış ve istikrarın anahtarı olduğu açıktır.
Büyük Türk milletinin ayrılmaz parçası Kıbrıs Türkleri olarak devletimizi, anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin desteği ile daha da güçlendirme azim ve kararlılığındayız. Anavatanımızın güçlü siyaseti ve iradesi, Doğu Akdeniz’de ve yaşadığımız topraklardaki meşru hak ve çıkarlarımızın en büyük teminatıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle, devletimizin güvencesi Türkiye Cumhuriyeti’ne, Türk Silahlı Kuvvetlerine, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığına sarsılmaz güvenimizi bir kez daha ifade ederek, Cumhuriyetimizin 41. Kuruluş yıl dönümünde bizi yalnız bırakmadığınız için teşekkürlerimi sunuyorum.
Bayramımız kutlu olsun!
İlk şərhi yaza bilərsiniz