Press "Enter" to skip to content

Küreselleşmenin Çözülüşü, Yükselen Milliyetçilik, Çöken İYİ Parti

Hasan Kumkale

Son yeniləmə: 22 Aprel 2024 17:01

Hasan KUMKALE – Özel olarak BAYRAQDAR MEDİA için

BAYRAQDAR MEDİA – 20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren dünyada sınırların ortadan kalktığı; siyasi, ekonomik ve kültürel boyutlarıyla bir tekdüzeliğin, mütecanis bir yapının ortaya çıkarılmaya çalışıldığı bir globalizasyon süreci gelişmiştir. Derin akademik tartışmalara girmeden, aslında herkesin malumu olduğu ve hatta pratik anlamda toplumların yaşamına da sirayet eden küreselleşmenin milletleri ve milliyetçilikleri ortadan kaldırmaya başladığı tezlerinin belirginleştiğini söylemek mümkündür. Ancak 21. Yüzyılın ikinci on yılı ile başlayan süreç bunun tersi olduğunu net bir şekilde göstermiştir. Dünyanın neredeyse her yerinde ulus-devletler daha da güçlenmiş, bölgesel birlikler dahi ulus-devletlere yetki devri noktasında küreselleşme yanlıları tarafından beklenilen neticeyi elde edememişlerdir. Gerek göçler gerekse de insanların dayanışma duygusu ihtiyacının postmodern dönemde devam edip bunun en önemli aracının milletler olmaya devam etmesi küreselleşmenin bu gerçeklikleri ortadan kaldıracı savlarını kadük kılmıştır.

Benzer durum Türkiye açısından da geçerli olmuş, küreselleşme yanlılarının üniter yapı ve ulus-devlet eleştirilerinin aksine Türk milliyetçiliği her geçen gün yükselmiştir. Bu süreçte Türk milliyetçiliğinin 1948’de kurulan halefi Millet Partisi’nden itibaren Türk siyasal hayatındaki yegane temsilcisi olan Milliyetçi Hareket Partisi de hem güç kazanmış hem de farklı mahfillerin hedef tahtasında olmuştur. Bu süreçte parti bir yandan medya eliyle bir yandan da iç dinamiklerce manipüle edilmeye çalışılmış ancak Devlet Bahçeli Bey’in güçlü ve kararlı duruşu sayesinde bu durum savuşturulmuştur.

2017 yılında, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanlığını elde etmeye çalışıp başarısız olan Meral Akşener liderliğindeki bir grup siyasetçi tarafından kurulan İYİ Parti, başlangıçta politik söylem olarak Türk Milliyetçisi olduğunu iddia etmiş ve “Türk milliyetçilerini iktidar yapma” hedefini dillendirerek bir taban oluşturmaya çalışmıştır. MHP’den ayrılış süreçleri bir kaosa ve karmaşaya tekabül eden siyasetçiler çok geçmeden; tıpkı Türk siyasal hayatında MHP’den ayrılan diğer siyasetçiler gibi gittikleri yerin yenisi olamayıp geçmişleri ile ön plana çıkmaya çalışmışlardır. Ancak ideolojik olarak milliyetçiliği merkeze almak şöyle dursun, milliyetçiliği bir ilke olarak parti programlarına dahi yazmamışlardır.

2018 ve 2023 genel seçimlerinde yüzde 10 bandında oy alarak mecliste grup kurma başarısı gösteren parti, Türk siyasetinde bir figür olmayı başarsa da ittifak yaptığı parti ve yapılar göz önüne alındığında Türk milliyetçiliğinin oldukça dışında kalmıştır. Özellikle 2023 seçimlerinden önce oluşturulan Altılı Masa’da anayasanın ilk dört maddesinin tartışmaya açılabileceğini ifade eden Ali Babacan, Türkiye’de Türkçe dışında herhangi bir anadilde eğitim yapılması gerektiğini ifade eden Ahmet Davutoğlu ve bölücü terör örgütünün siyasi payandası HDP ile açıkça işbirliği yapan Kemal Kılıçdaroğlu ile ittifak yapan Akşener liderliğindeki İyi Parti milliyetçiliği sadece söylemsel bir aparat gibi görmüştür. Parti içerisinde daha çok seçmen, kısmen de yönetim kademesinde Türk milliyetçisi isimler olsa da parti, programı ve genel siyasi dili itibariyle Türk milliyetçiliğinden uzaklaşmıştır.

2023 genel seçimlerinin Cumhur İttifakı tarafından kazanılmasının ardından ise; parti kaybeden tarafta olmanın verdiği gerginlik ile bu kez eski ittifak ortaklarına yoğun eleştirilerde bulunmaya başlamış ve adeta milliyetçi bir politik söyleme sarılmıştır. 2024 yerel seçimlerine tek başına girme kararı alan ve “hür ve müstakil siyaset yapacağız” söylemiyle ön plana çıkan parti bu seçimlerde ülke genelinde hiç büyükşehir belediyesi kazanamamış, yalnızca bir il belediyesi kazanabilmiştir. Ülke geneli oy oranı ise yüzde 3,77’de kalmıştır. Bu büyük hezimetin ardından parti aslında 2023 genel seçimleri sonrasında Akşener tarafından gerçekleştirilen baskın kongre ile baskılanan parti içi kaosun gün yüzüne çıktığı bir ortam doğurmuştur. Gelinen noktada İYİ Parti’de çok adaylı bir kongre yaşanacağı görülmektedir.

31 Mart 2024 yerel seçimleri öncesi istifalarla gündeme gelen İYİ Parti bu seçimlerin en fazla oy ve güç kaybeden partisi olmuştur. Parti içerisindeki kaosun ayyuka çıkmasını engelleyemeyen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 27 Nisan 2024 tarihinde partisinin olağanüstü kurultaya gideceğini ve kendisinin aday olmayacağını ilan etmiş durumda.

Çok adaylı olacağı kesinleşen kurultay pek çok tartışmayı da beraberinde getirmekte. Her ne kadar parti içerisinde olağanüstü kurultay kararına karşı çıkan ve Meral Akşener’in 2025 yılının Mart ayındaki olağan kurultaya kadar partinin başında kalması gerektiğini düşünen isimler olsa da bugün itibariyle Sayın Akşener’in kararından dönmediği görülmektedir. İlaveten Sayın Akşener’in olağanüstü kurultayda aday olma ihtimali de hala bulunmaktadır. Zira parti içerisinde kendisini destekleyen il başkanlarının Akşener’i ziyareti ve milletvekillerinin önemli bir bölümünün bu yönde bir iradeye sahip oldukları iddiaları bu ihtimali canlı tutmaktadır. Diğer yandan yalnızca parti içi gruplar değil İYİ Parti’nin müstakil bir parti olarak meclisteki varlığını koruması gerektiğini düşünen Türk Milliyetçiliğinin siyasi arenadaki yegane temsilcisi olan Milliyetçi Hareket Partisi’nin saygıdeğer genel başkanı Devlet Bahçeli Beyefendide “Akşener kararını gözden geçirmeli ve görevinde kalmalıdır.” diyerek ifade etmiştir. Hem TBMM’deki İYİ Parti gurubunun devamlılığı hem de İYİ Parti’nin seçmen kitlesinin terör örgütünün siyasi uzantısı DEM Parti(?!) ile ittifak yapan bloğa kaymaması bakımından Akşener ya da Akşener’in destekleyeceği bir ismin partinin devamlılığı sağlaması kritiktir. Fakat Akşener’in destekleyeceği herhangi bir isminde bunu sağlayabileceği şüpheli olup harici muhalefetin kazanması partinin hem seçmen kitlesi hem de meclis grubu açılmasından dağılmayı beraberinde getirecektir.

İYİ Parti’nin güncel konumu Türk siyasetinin aktüel durumu açısından kritik olmakla birlikte uzun vadede partinin bir temsiliyet veya sosyolojik tabanı ifade etmesi mümkün görünmemektedir. Unutulmamalıdır ki Türk Milliyetçiliği asırları aşan kimliği ve Milliyetçi Hareket Partisi’nde vücut bulan politik temsiliyeti ile Türk siyasal hayatındaki vazgeçilmez ve kuvvetli konumunu sürdürmektedir. Bu konumun devamlılığı İYİ Parti’nin konumundan ve aktüel durumundan münezzeh olup ve asla taklitlerle erişilemeyecek bir noktadadır.

Mission News Theme by Compete Themes.