Press "Enter" to skip to content

Türkler Ermeni Düşmanlığı Yapsaydı Onlara Bu Kadar Meydan Verilmezdi

Afife Demirtaş

Son yeniləmə: 9 May 2022 19:33

Bayraqdar.info – Sözde Ermeni soykırımı. Hep dünyayı meşgul eden asılsız iddaalar. Ermeniler her yıl her tarafta “Türkler bize soykırım yaptı” der, propaganda yaparlar. Böyle bir propaganda da birilerinin işine gelmiş ki, Ermeniler`in safında yer alarak Türkler`e saldırmak için fırsat kollarlar.

Böylece dünya dönüp dolaşır, 1915`te Osmanlı`nın bir buçuk milyon Ermeni`yi katlettiği yalanı hep beyinleri yıkar. Oysa ki, o dönemde Osmanlı topraklarında aşağı yukarı 1,3 milyon Ermeni nufus vardı…

Konuyla ilgili Türkiye`li gazeteci yazar Afife Demirtaş hanımefendi sorularımızı yanıtlıyor. İleri giderek önceden meslektaşımız Afife hanıma bayraqdar.info sorularını yanıtladığı için teşekkür ederiz.

-Bir gazeteci olarak Ermeniler`in asılsız soykırım iddiaları ile bağlı hassaslığınız dikkat çekmekte. Peki, böyle bir hassasiyetinizin kaynağı nedir?

-Tarihte Türkler kadar haksızlığa ve zulme maruz kalan, zaman zaman etnik temizliğe ve soykırıma uğrayan başka millet yoktur. Türk Milleti, tarih boyunca en fazla zulüm gören, mağdur ve mazlum olan bir millettir.

Rahmeti Rahmana erdiler, nur içinde yatsınlar, makamları mekânları cennet olsun. Annem Zenitzalı, babamsa Makedonya Tikveşlidir. Dedelerim ise Karaman’dan Balkanların vatanlaşmasına giden akıncılardandır. Anadolu’muzda doğduk. Yani ecdattan Türk’üz: Ne mutlu bize!

Tarihi belgelere dayanarak bu hassas konuya değinmenin boynumun borcu olduğuna tüm kalbimle inanıyorum. Onun için giriş bölümünü üç ayrı şıkla cevaplamayı uygun gördüm.

A) -Ermeni soykırımı dedikleri 1916 Yılında Osmanlı ordusunun başındaki Genel Kurmay Başkanı Alman generaldir. Kars, Erzincan, Erzurum, Ağrı, Muş, Bayburt, Gümüşhane, Artvin ve Van vilayeti – sitte dediğimiz 6 vilayet, İstanbul işgal edilince Taşnak cemiyeti bu illerin derhal germenlere teslim edilmesini istiyor. Bunun üzerine Alman General Ermenileri göçürmeye başlıyor. Tehcir olmasaydı Amasya’nın ilçesi Merzifon’u yakacaklardı, oradan da sürüldüler. İki ayrı koldan geldiler. Mamurat’ul Aziz (Elazığ) üzerinden Suriye’ye, diğer kol ise Sivas, Kahramanmaraş, Osmaniye, İskenderun, Antakya, Kırıkhan üzerinden Beyrut’a gönderildiler.

B) -Öte yandan 1915`de Doğu harekât planının Genel Kurmay Başkan Yardımcısı Enver Paşa, Doğu Anadolu bölgesindeki ordumuzu teftiş ettiğinde tüm alayların levazım depolarında melbusat ve teçhizatların eksiksiz olduğu bilgisi verilince kış harekâtına karar verir. Ne yazık ki levazım depoları Osmanlı ordusunda bulunan Millet-i Sadıka dediğimiz Ermeni komutanlarca Taşnak Sütyun Cemiyetine dağıtıldığının farkında değildi.

Sonrasında Alman paşa: “yapacak bir şey kalmadı” diyerek mecburen Ermenileri gönderdi. Ne Yahudiler gibi fırında yaktılar, ne Sırplar gibi kazığa oturttular, ne Fransızlar gibi savunmasızları çadırda öldürüp, boyunlarını gilyotine vurdular.

C) -1854 yılında Osmanlı ve Rusların ayrı ayrı yaptığı nüfus sayımlarında Anadolu`da yüz binden fazla Ermeni vatandaşımız yaşamaktadır. Ermeniler`de ise sekiz yüz bindir. 1904`de Rusların sözde nüfus sayımında gayri resmi İstanbul ve Anadolu’da yüz elli bin, Doğuda ise bir milyon Ermeni yaşadığı belirtilmiştir.

Her yıl 24 Nisan’da bir buçuk milyon Ermeni’yi katlettiğimiz vurgulanmaktadır. Velhasıl olmayan kişileri öldürdüğümüzü iddia etmektedirler. Biz bu kadar Ermeni’yi öldürdüysek eğer şimdi Ermenistan diye bir devlet olmazdı.

Sözünü ettiğim bu gerçekleri görmezden gelip kulağımın üstüne yatmak vatan hainliğiyle eşdeğerdir. Bir fikri, olguyu, bir konuyu araştırmadan onaylamak cahilliktir. Bir yakın tarihi roman yazarı olarak tarihi gerçekleri gün yüzüne çıkarmak, gündemde tutmak, kitleleri bilgilendirip bilinçlendirmek başat görevimdir.

-Ermeniler bir halk olarak hep zulüm gördüklerini, özellikle de Türklerin zulmüne uğradıklarını söylerler. Bu konuda tarih ne der: gerçekten mi Türk milleti Ermenileri zulme uğratmıştır?

-Onları kendimizden ayırmadık, içimizden saydık. Kız aldık, kız verdik. Akraba ilişkileri içindeydik. Eğer öyle olsaydı Akdamar Kilisesi, köylerde bile manastırları, ibadethaneleri, halen üstlerine tapulu arazileri olmazdı. Biz onlara zulüm etmedik. Türkiye’nin en gözde nakliyat şirketlerinden biri olan Özararat nakliyat şirket sahibi Markar Özararat’ın ağabeyi Panos Özararat Konya’da Alâeddin tepesinin karşısındaki Ermeni kilisesinin rahibiydi. Aynı zamanda şair olan Panos:

Sen kaçta güreşirsin horoz siklet, tüy siklet
El Ayda ciple gezer, sen yaptın mı bisiklet?

beyitini Ermenistan’a, Türk insanına sormuştur.

1964`te Rumların Kıbrıs’taki katliamından sonra 2. Ordudan Güneye yaptığımız askeri intikal sırasında Konya Ermenileri`nden Ekmekçi Hayıt, Kıbrıs’a gönderilecek askeri cemselere küfe küfe ekmekleri atmıştır. Yine İstanbul’un en güzide Turkuaz Kitapevi sahibi Puzvant Bey tanınmış iş adamlarımızdandır. Ayrıca popülaritesi nedeniyle isminden sıkça söz ettiren Madam Manukyan defalarca vergi rekormenliğini kimseye kaptırmamıştır. Ulaştırma Bakanlığı yapmış Veysel Atasoy Kayseri esnaflarından bıçakçı Onlik’in oğludur. Türkiye Büyük Millet Meclisinde onlarca Ermeni milletvekilimiz görev yapmış ve yapmaktadır. Ermeniler asimile olsaydı halen Mardin milletvekili Garo Paylan Meclise öneri veremezdi. Bunun yanısıra iktidar partisinden İstanbul milletvekili Markar Esayan saygın bir milletvekilidir. Sanat camiasından burada adlarını bile sayamadığım yüzlercesi mevcuttur.

Elçilerimizi ve masum ailelerini katleden cani Asala’yı protesto amaçlı kendini taksim meydanında yakan Artın Penik’i unutmak mümkün mü?

Soruyorum: Ermenistan`da hiç olmazsa bir Türk milletvekili ve sanatçı var mıdır bizim bilmediğimiz, onların bildiği?

En önemli devlet kurumlarının başına yerleştirilerek zulüm gördülerse söylenecek söz yoktur. Bunun adı: Nankörlük, kadir kıymet bilmezliktir!

Atatürk’ün kurduğu Türk Dil Kurumu Terimler Kolu Başkanlığına asıl adı Agop Süfyan olan bir Ermeni getirilir miydi hiç?

Gerçek adını kullanmayarak A.Dilaçar olarak tanıtan büyüğümüz hangi millettendir?

-Çoğu zaman Batılı merkezlerin Ermenileri arkalarına alarak Türk Milleti`ne saldırdığını görüyoruz. Amaç nedir? Yani Ermeniler neden böyle kullanılmakta?

-Ermeniler duygu sömürüsü, ajitasyon yaparak ekonomik çıkar temin etmek maksadıyla daima ağlamayı tercih etmişlerdir. Karabağ katliamından sonra hep tersine giden ekonomik ve teknolojik durumlarını düzeltme arzuları vardır. Ancak beceriksiz yöneticilerin bu eksikliklerini tamamlamak için tercih ettikleri bir yoldur. Bugün ülkemizde yüz binin üzerinde kaçak Ermeni vatandaşının çalıştığı yetkili ağızlardan söylenmektedir.

Batılılar Türkiye’nin gelişip güçlenmesini engellemek için bırakın Ermenileri, dört yüz milyondan çok nüfusu olan Arap ülkelerini dahi düşman etmek için uğraşmaktadırlar. Terör örgütlerini yıllardır besleyerek hedeflerine ulaşmaya çalışmaktadırlar. Asıl amaç kutsal kraliyet ailesini ayakta tutmaktır. Derinlemesine bakıldığında, irdelendiğinde, uzun lafın kısası, bu haçla hilalin savaşıdır.

Tarihsel gerçek şu ki, sözde “Ermeni soykırımı” bir uydurmadır. Birçok devletin çıkarınadır. Hep bir araç olarak kullanıldı. Gerçek şu ki Ermenistan’ın “Ermeni soykırımı” iddiasından asla vazgeçmeyeceğini de gösteriyor. Çünkü hem Ermenistan’da, hem de yurtdışındaki Ermeniler için bu ideoloji haline gelmiştir.

-Bazen Ermenilerin temsilcileri diyor ki, biz Türklerle aynı çatı altında yaşayamayız, korkuyoruz. Günümüzde Ermenilerin Türklerle aynı ortamı korkusuzca paylaştığı sorunsuz ortamlar da gözlemlenmektedir. Tarihte de aynısını görmüşüzdür. Öyleyse neden Ermeniler böyle asılsız iddia ile kamuoyunu meşgul eder?

-Bu sorunuzun cevabı diğer üç sorunun içindedir zaten. Onlara bu denli kucak açmışken bizlerle beraber yaşamaktan korkmalarını anlamsız ve çok saçma buluyorum.

Uzun yıllardan beri birlikte yaşadığımız aklıma hemen geliverenlerden bazılarını yazarsam: Sessiz manken: Vahe Kılıçarslan, şarkıcı: Rober Hatemo, şarkıcı: Hayko Çepkin, müzik adamı: Garo Mafyan, şarkıcı: Mine Koşan, aktris: Adile Naşit ve Anı İpekkaya, Anta Toros, Ayşe Nana, Danyal Topatan, Figen Say, Kamer Sadık, Kenan Pars, Nubar Terziyan, Toto Karaca, Sami Hazinses gibi ünlüler Türklerden korkarak mı ülkemiz bünyesinde var olmuşlar, saygı görmüşler, alkışlanmışlar, Türkiye Cumhuriyeti`nden takdir teşekkür belgeleri ile başarı ödülleri almışlardır?

Tehçirde şehit edilen – 10 Nisan 1919’da Beyazıt Meydanı’nda Ermeniler`ce asılan Yozgat Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’i rahmet, saygı ve minnetle anıyorum.

-İlave etmek istediğiniz daha birşeyler var mıdır?

-Türkler kindar millet değildir. Affetmezler, çok merhametlidirler ama iyiliği de kötülüğü de asla unutmazlar!

Hocalı katliamı, Karabağ belleklerimizde hala tazeliğini koruyor. Eğer Abdullah Çatlı, Mehmet Ağca, Muhsin Yazıcıoğlu gibi yiğitler olmasaydı Asala daha çok can yakardı.

Bu arada bana ayırdığınız zaman için teşekkür ederim. İki devlet – tek millet olma şuuruyla dostluk selamlarımı yolluyorum. Sağlıcakla, selametle.

Bayraqdar.info olarak röportaj için sayın Afife Demirtaş hanımefendiye teşekkür ederiz. Daha bir teşekkürümüzü bizleri Afife hanımla tanıştıran değerli Nazile Gültac hanımefendiye arz ederiz.

One Comment

  1. Yusuf Özcan Yusuf Özcan 10 May 2022 18:46

    Tebrikler,nurolunuz,varolunuz.Ne mutlu Türküm diyene.

     Can Karabağ

    Türk’ün vatanıdır Türk’ün öz yurdu
    Hilâlin halesi Can Karabağ’ım
    Yiğitler mevzide namaza durdu
    Her devrin şulesi Can Karabağ’ım

    Hürriyettir Başbey’imin sızısı
    Kınalandı Şuşa diye kuzusu
    Şehitlikti Heşimov’un arzusu
    Vatanın kölesi Can Karabağ’ım

    Kahramanlar zafer ile taçlanır
    Komutanlar askeriyle güçlenir
    Fuzuli’de nice çınar uçlanır
    Namlunun lülesi Can Karabağ’ım

    İstiklal uğrunda ölenler yaşar
    Ağdamlı kabına sığmayıp taşar
    Elbette Gubatlı düğünde coşar
    Bakü’mün balası Can karabağ’ım

    Allah için niyazdadır erenler
    Cephededir öteleri görenler
    Mavi gözlü kurt doğurur cerenler
    Haçlının belası Can  Karabağ’ım

    Kalkanı Kuran’dır abdesti yelek
    Yoldaşı Resül’dür yareni melek
    Dilinde tekbir var kalbinde dilek
    Ten kokar lalesi Can Karabağ’ım

    İki devlet bir milletin mirası
    Hazar ile kucaklıyor Aras’ı
    Ermeni’ye mezar oldu burası
    Koçaklar sılası Can Karabağ’ım

    Semadan bayrağı düşermez erat
    Mümine sağından verilir berat
    Sadece mahşerde geçilmez sırat
    Şavkır meşalesi Can Karabağ’ım

    Dağların başını tutunca sisler
    Mevla’m Mübariz’le toprağı süsler
    Ardından gökleri sarar akisler
    Ayın nihalesi Can Karabağ’ım

    Davranın Laçin’den inin ovaya
    Hocalı’da can ekleyin duaya
    Cengiz Mustafalar dönmez yuvaya
    Gence’nin kalesi Can Karabağ’ım

    Kundaklarda alp belemiş analar
    Aliyar’a yoldaş olsun sonalar
    Kelbecer’de çarka durur turnalar
    Birliğin salâsı Can Karabağ’ım

    Zengilan’ım kıblegâha diz çökerü
    Rahmetli bulutlar gözyaşı döker
    Gülle düşer Cebrail’im HU çeker
    Şafağın âlâsı Can Karabağ’ım

    Şüheda mekânı Azerbaycan’ım
    Evim barkım benim aziz vatanım
    Her taşına kurban olsun Özcan’ım
    Gözümün elası Can Karabağ’ım

    Yusuf ÖZCAN
    Yozgat/Türkiye

Comments are closed.

Mission News Theme by Compete Themes.