Press "Enter" to skip to content

3 Mayıs Türkçüler Günü

Prof. Dr. Mehmet Yüce

Son yeniləmə: 2 May 2022 21:57

Prof. Dr. Mehmet YÜCE – UNEC Türk Dünyası İktisat Fakültesi Dekanı. Özel olarak bayraqdar.info için.

Bayraqdar.info – Türk Milleti dünya insanlık tarihi içinde mümtaz bir yeri olan kadim bir millettir. Dünya siyasi tarihinin belirlenmesinde önemli bir rol oynayan Türkler, aynı zamanda birçok defa katliam ve zulme de maruz kalmıştır. Bu zulüm başka milletler tarafından yapıldığı gibi kimi zamanda bizzat kendi içindeki – Cengiz Aytmatov’un ifadesiyle – Mankurtlar tarafından da yapılmıştır. Ancak Türk Milleti iç ve dış mihraklara karşı her durumda onuru için mücadele etmeyi başarabilmiştir. İşte 3 Mayıs tarihi de bu mücadelelerden birinin sembolü olmuştur.

Her milletin tarihinde kırılma noktaları bulunmaktadır. Bu kırılma noktası o millet için yeni bir döneme ya da anlayışa başlangıç teşkil etmektedir. Türkiye Türkleri için de 3 Mayıs 1944 tarihi bu kırılma noktalarından birinin tarihini oluşturmaktadır. Bu tarih 2. Dünya Savaşının sonuna yaklaşıldığı ve Hitlerin yenileceği anlaşıldığı bir dönemdir. Bu dönem Türk Milliyetçiliği esasları üzerinde Türkiye Cumhuriyeti kuran Atatürk’ün yerine sol meyilli olan İsmet İnönü’nün ülkeyi yönettiği yıllardır.

Her ne kadar İnönü, Türkiye’yi ikinci dünya savaşına sokmayarak büyük bir başarı elde etmişse de savaşın sonuna doğru galip ülkelere milliyetçiler üzerinden mesaj vererek, her ne kadar tarafsız kalınmışsa da aslında onların saflarında yer aldıkları ifade edilmeye çalışılmıştır. Bir başka mesaj da Rusya’ya olmuştur. Dönemin hükümeti Türk milliyetçileri üzerine baskı uygulayarak Rusya’ya “Biz de Turancılığa karşıyız. Endişe etmeyin, bu tür hareketlere göz açtırmayacağız. Dolayısıyla sadece Türkiye’de yaşayan Türklerle ilgilenmiyoruz” şeklinde mesaj vermek istemiştir.

Peki, 3 Mayısta ne olmuştu? Dönemin hükümeti Türk Milliyetçilerini baskı altına almak üzere 3 Mayıs, başlayan bir dizi yargılama olaylarının başladığı tarih olmuştur. Nihal Atsızın “Orhun Dergisi”nde dönemin başbakanı Şükrü Saraçoğlu’na hitaben yazdığı “Açık Mektup” üzerine “Sabahattin Ali” tarafından kendi aleyhine açılan davanın 3 Mayıs 1944 tarihli duruşmasından sonra yaşanan “Ankara Nümayişi” Türkçülük tarihinde önemli bir kırılma noktası olmuştur. Zira bu nümayiş Türkçülük düşüncesinin ilk somut siyasi çıkışını yapması anlamına gelmekteydi.

Bundan rahatsız olan dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü 16 gün sonra ünlü 19 Mayıs nutku irat etmiş, burada Türkçülüğü “yurtdışında sergüzeşt aramak”, Türkçüleri de “vatan haini fesatlar” olarak tarif etmiştir. Bunun üzerine “Irkçılık-Turancılık Davası” açılarak dönemin ünlü Türk milliyetçileri tutuklanmıştır. 7 Eylül 1944’te başlayan ve 29 Mart 1945’e kadar süren, Türk siyasetinde önde gelen 23 ismin Irkçılık-Turancılık suçlamasıyla yargılandığı bu süreçte Zeki Velidi Togan, Hüseyin Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Reha Oğuz Türkkan, Cihat Savaş Fer, Nurullah Barıman, Fethi Tevetoğlu, Nejdet Sançar, Cebbar Şenel ve Cemal Oğuz Öcal çeşitli cezalara çarptırılmıştır. İşte bu mahkumlar tarafından ilk defa 3 Mayıs 1945 tarihinde “Tophane” Askerî hapishanesinde kutlanan bu tarih sonraki yıllarda da devam ederek “Türkçüler Günü” adını almış ve daha sonra geniş kitleler tarafından kutlanmaya başlamıştır.

Bu şekilde başlayan Türkçülük günü zamanla Türk Dünyasında da yankı bularak Türk Milletinin kardeşlik gününe dönüşmüştür. Zira Türkçülük, bir siyasi hareket de değildir. Türkçülük bir kültür ve medeniyetin adı olup, günlük siyasetin üstündedir. Günlük siyasete malzeme edilmeyecek kadar değerlidir. Dolayısıyla, 3 Mayıs bu anlamda da bir çıkış olmuştur. Bu günün geniş toplum kesimince kabul görmesi, Türk milliyetçiliği bir salon veya dergi faaliyeti olmanın ötesinde kadim bir milletin var olma, kültür ve medeniyetini yaşatma ve dünya medeniyetine katkıda bulunma hareketi olduğunun tescili olmuştur.

Mission News Theme by Compete Themes.